Bruce Springsteen
Bruce Springsteen
Bruce Frederick Joseph Springsteen (23 Eylül 1949, New Jersey), ABD’li şarkıcı, gitarist ve şarkı yazarı.
Bruce Springsteen 1960’lı yıllarda müzik hayatına başlayarak çeşitli gruplarla çalan folk ve rock’ı harmanlayan bir müzisyendir. E Street Band adlı grubu, Basçı Gary Tallent, saksafoncu Clarence Clemons, gitarist Steven Van Zandt, klavyeci Danny Federici, piyanist Roy Bittan ve baterist Max Weinberg’den oluşmaktadır. 1982 yılında Steven Van Zandt, solo çalışmalar yapmak için gruptan ayrılınca yerine Nils Lofgren geldi. 1989 yılında grubundan ayrılmış ve solo çalışmalara yönelmiştir. En ünlü albümleri , ‘Born to Run’ ve ‘Born in the USA’dir.
Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir]
Springsteen Freehold’da, babasının işçi olarak çalıştığı bir geçimini değirmenlerden kazanan insanların yaşadığı kasabada büyüdü. Asi ve sanatçı tarafı O’nu yakın bir Jersey kıyısına sürükledi. Burada rock gruplarıyla tanıştı ve pek iyi sayılmayacak bir hayatla tanıstı. Orta-Atlantik kıyısında bar gruplarında kendini gelistirirken, 1972’de solo sarkıcı-söz yazarı oldu ve John Hammond, Sr. ile görüştü ve bir anda Columbia Records’la anlaşma yaptı. İlk iki albümünü 1973’te yayınladı, bu albümlerde folk-rock, soul, ve rhythm and blues etkileşimleri bulunmaktadır, bilhassa da Van Morrison, Bob Dylan ve Stax/Volt Lp’lerinden etkilenmeler olmuştur. Springsteen’in sesini, işlenmemiş bariton, yüksek tempolu şarkılarda bağırırken ve yavaş şarkılarına daha fazla duygu vermek için bu albümlerde kullandı. Fakat göz alıcı gitar tekniği, yoğun güç efektlerinden 1950’lerin rock and roll’una uzanan, yumuşatılmalıydı ki sarkıcı-söz yazarı formatına uysun.
Üçüncü albümü, Born to Run (1975) ile Springsteen, Phil Spector ve Roy Orbison’a çok şey borçlu olan tam bir rock and rollera, dönüştü. Bir günlük Şarkı döngüsüne sahip bu albüm çıkmadan sansasyon oldu. Columbia’nın halkla ilişkiler harekatı, albümün ilk çıktığı hafta Time ve Newsweek’e kapak olmasını sağladı. Ama albüm sadece ortalama satış yaptı, ve üç yıl sonra da devamı niteliğinde, daha karanlık, kaba Darkness on the Edge of Town geldi. The River(1980)’den “Hungry Heart” ile Ulusal bir hit single oluşturdu.
O zamana kadar ise, sahne gösterileriyle tanınmaktaydı, 3 ya da 4 saat suren E Street Band’iyle çaldığı rock, folk ve soulu dramatik yoğunluk ve coşkun mizahla karıştırdığı şovlarla. Grubu, karışık stereotipler: rock and roll haydutlarından, cool müzik profesyonellerine oluşmaktaydı.- sanki müziksel bir olgudan çok bir çeteydi. Görünüşte de birlikteliklerini sağlayan liderlerine olan inançtan daha fazla bir şeyle bir arada durmaktaydılar. Springsteen ve saksafoncusu Clarence Clemons, büyük siyahi adam, bazen sanki Huckleberry Finn’den sahne oynuyor gibilerdi, sahne ise onların salıydı. Springsteen’in, Born to Run’dan sonraki, record firmasının halkla ilişkileriyle ve pazarlama yöntemleriyle savaşması ve ayrıca zorluklarla yapılan kayıtları ve gözalıcı sahne şovları, sadece bir performer değil ama prensip sahibi, güçlü, ve popüler biri olduğunu kanıtladı. Bu zaman kadar Springsteen , bir ihtimalle Dogu Deniz kısmının, Boston’dan Virginia’ya uzanan belgesinde bir kahramandı. Şarkıları ve tavırları belirli bir rock and roll yasam tarzını yansıtmaktaydı ki bu O’nu ulusal bir figür veya uluslararası bir başarı yapmıyordu.
Nebraska (1982), sade akustik şarkılardan oluşuyordu, ve çoğu bir şekilde ölümle ilgiliydi, olağandışı bir araydı. Born in the USA (1984) ve devamı niteliğindeki 18 aylık dünya turu Springsteen’in başarılı yazar-performer kimliğini gözler önüne serdi. 7 hit single çıkan albümde, bilhassa da Born in the USA sarkısı, sempatik şekilde yazılmış Vietnam Gazileri portresidir ve yanlış anlaşılmıştır. (Vatansever bir şarkı sanılmıştır). Springsteen’in perspektifi bariz bir şekilde işçi sınıfı olmuştur. Bu tarafı açıkça The Ghost of Tom Joad (1995) albümünde vurgulanmıştır. The Ghost of Tom Joad, kendisini Amerika’nın ekonomik ve ruhsal yoksunluğu ile ilişkillendirmiştir. Ve 1994 hit single’ı , AIDS konulu, “Streets of Philadelphia” (Philadelphia filminden), hem Muzik Oskar’I hem de Grammy ödülü kazanmıştır.
Springsteen’in diğer yönü ise Tunnel of Love (1987) ile baslayan albümlerinde görülmektedir, ve Human Touch ve Lucky Town (aynı anda 1992’de çıkmışlardır). Bu albümlerdeki şarkılar, yakın insani ilişkiler üzerine yoğun kişisel yansımalar taşır. Ama popüler olabildikleri söylenemez.
Bruce Springsteen and the E Band Live 1975-1985 (1986) seti bu sanatçının bu aşamaları arasında bir köprüdür ki O’nun canlı, görsel sahne şovunu ne kadar sese döküp kaydedebilirseniz ancak bu kadar yakın olabilirsiniz. (Müzik video çalışması çok daha az iyidir). E Street Band’in 1989’da dağılması ve popüler müziğe kayışlar, Springsteen’in popülaritesini frenlemiştir. 1998’de Springsteen, bir box set çıkardı, Tracks, orijinal albümlerinde yer vermediği şarkıları bu sete koydu. Gözalıcılığı, O’nu çoğu benzerinden ayırmıştır. Tracks satışları Live’dan çok düşük kalmıştır. 1998’de E Streetb Band’le reunion turuna cıktı. Bir sonraki sene ise Rock and Roll Hall of Fame’e alındı.